VATANSEVERLER SÜTÜ BOZUKLARDAN ÇIKMAZ

Küresel güçlerin bir taraftan imparatorlukları parçalamak için ortaya attığı milliyetçilik akımları, diğer taraftan batılılaşma hülyaları, öte yandan ticari pazarlardaki rekabet sadece savaş meydanlarından ibaret değildi. Irkçılık üzerinden milletlerde komitacılık anlayışı, Jön Türkler fantezisi, mezhep ve din kavgaları körükleniyordu. 1839 dan itibaren Osmanlı devletindeki Islahat ve Tanzimat fermanına rağmen istediklerine ulaşmak için derin devlet, Sultan Abdûlaziz’e hemde sarayda suikast düzenlemişti. Meşhur 1877 Rus savaşında (93 harbi) bozguna uğrayan bu maceraperestler, ardından Meşrutiyetin ilanı / askıya alınması bahane edilerek, 31 Mart 1909 Hareket ordusunun işaret fişeğini attığı darbeyle II.Abdûlhamid’i tahttan indirdiler. Bu vesileyle hem hazineyi boşalttılar hemde Balkan / Trablus / Cihan harplerinde ülkeyi perişan ettiler. Kurulan cumhuriyetin ardından muhalifleri İstiklâl mahkemelerinde ya sürgün veya idam ederek, ülkenin başına çuval geçiren bu nesepsiz anlayış, 1960 / 1970 / 1980 / 28 Şubat 1997 / 27 Nisan 2007 darbe veya girişimlerininde baş sorumluları olarak günümüze kadar geldiler. 2. Dünya savaşında milyonların ölümüne sebep olanlar artık soğuk savaş dönemini başlatmıştı. NATO üyesi ülkelerde derin devlet anlayışında “özel harp” kadroları kurulmuştu. Bunlar hem ajanlık, hem düşmanların kilit hedeflerine saldırı veya suikast düzenleyeceklerdi. Bu nedenle kanunlara uymaları gerekmiyordu. Holywood sinemalarındaki yüzlerce film bu tema üzerine çekildi. Tabii her gittikleri yerde gizlide olsa devlet imkanlarından yararlanan bu şahıslar, suç işleme rahatlığından ötürü zamanla ölüm makinesine dönüştüler. İtalya / Almanya / İspanya gibi ülkeler kendi gladyolarıyla hesaplaşmaya çalışmış fakat halkın gözünü boyayarak tasfiye ettiklerini açıklamışlardır. Hakikatte ise derin devlet olarak kirli işlerde devam etmektedirler. Nitekim İtalya’daki “beyaz eller” operasyonunda binlerce tutukludan sadece birkaç kişi ceza aldı. Almanya’daki dazlakların Nazi suikastlerini devlet örtbas etmeye hâlâ devam etmektedir. Türkiye’de TİKKO gibi örgüt liderlerini infaz etmek için faaliyet gösteren özel harp (jitem) zamanla sınır kaçakçılığı, ihaleye fesad karıştırma, kadın ve uyuşturucu ticareti, devlet ve işadamlarına şantaj, faili meçhul cinayetler adeta rant kapıları oldu. Derin devlet ülkenin idaresini elinde tutmak için sadece özel harpçilerle yetinmedi. Toplumda kabul gören tüm kesimlere sızarak veya alternatif oluşumlar getirerek, kendi güdümüne almaya veya manipüle etmeye çalıştı. Bu nedenle her kesimle irtibat kurmak için farklı anlayışta STK ve tarikatler kurdu. Bunlardan istediği sonuçları elde edemediği için toplumun ilgi gösterdiği oluşumların içinde ya muhbir veya direkt elemanını konumlandırmaya çalıştı. Bugün sendikadan medyaya, sağlık sektöründen eğitim alanına, ekonomiden kültürel faaliyetlere, tarikatlerden yardım derneklerine, spor camiasından diyanete kadar tüm kesimlerde yapılanan derin devlet muhaliflerini sindirme, korkutma, karalama yönündeki baskıları hiç bitmedi. İnsanların dini inançlarını tekelllerine almak için diyaneti kurup, İHL ve İlahiyat fakültelerini kuran derin devlet başarılı olamamasına rağmen senelerce dinsiz imam atayarak, toplumu yozlaştırmaya gayret etti. Yine masa / kasa / nisa teklifleriyle hizaya getiremedikleri insanlara medya üzerinden iftira atmaya devam ettiler. Bunların toplumda kabul görmesi için vekil / yazar / akademisyen / tarikat lideri / işadamı piyonlarını aleyhte konuşmaya sevkettiler. Öyle ki İsmet İnönü zamanında Said Nursi İngiliz ajanı olarak lanse edilirken, 28 Şubat döneminde Ergenekon talimatıyla Fethullah Gülen CİA ajanı iftirasına maruz kaldı. 17/25 Aralık yolsuzluk belgeleri ortaya saçıldığında, aslında halkın farketmediği derin devletin muhafazakar kanadı belirginleşti. NEDEN Mİ? Tayyiban rejiminin has kadrosundan Yalçın Akdoğan “ORDUYA KUMPAS KURULDU” sözcüğüyle perde arkasını aslında deşifre etti. Ardından Balyoz / Ergenekon / KCK / Şike / Hrant Dink / Malatya yayınevi cinayeti / Rahip Sontoro cinayeti / Danıstay cinayeti / 17.000 faili meçhul / Selam Tevhid örgütü / DHKP/C / İBDA-C terör örgütleri tahliye olup, bu davaların örtbas edilmesi için CEMAAT aleyhinde karşı davalar açıldı. Adeta bir merkezden talimatla başlayan algı operasyonları, düzmece kurulan Sulh ve Ceza Hakimlikleri, İstanbul ve Ankara’daki baş savcılarının davaları sulandıran açıklamaları, HSYK seçimlerinde Erdoğan / Ergenekon ortak kararları, keyfi kararları reddeden hakimlerin memuriyetten atılması veya hapse konulması herşeyi özetlemektedir. Asıl ilginç olan ise derinlerin gizli kadroları herkesi şok etti. LATİF ERDOĞAN = Fethullah Gülen’in ilk talebelerinden bu şahıs ilk 28 Şubat döneminde darbeci askerlerle işbirliği yaptı. Fethullah Gülen’in CİA ajanı olduğuna yalancı şahitlikte bulundu. 17 Aralık sonrası yandaş medyadan hergün Gülen’e iftiralara devam etti. HÜSEYİN GÜLERCE = 1967 kuşağında solcularla birlikte olan bu şahıs yeni talimat üzerine dindarlara ihtida etmiş, 28 Şubatta rengini belli etmiş, 17 Aralık sürecinde kimlere çalıştığını ortaya koymuştu. KEMALETTİN ÖZDEMİR = Risale-i Nurları tekeline almak için her türlü entrikayı deneyen Said Özdemir’in oğlunu deşifre eden cemaat, meselenin farkedilmemesi için hassas vazifeden normal bir göreve yönlendirir. Derinlerin adamı Kemalettin Özdemir ise cemaate ait tüm bilgileri Karanlık Kurula çoktan sunmuştur. HAYRETTİN KARAMAN = 1971 muhtırasında tutuklu yargılanan Fethullah Gülen’in talebelerini üniversite sınavına girmelerine olanak sağlayan hakimi sert dille ikaz edecek kadar, derin devletle alâkası olan bu şahıs, nitekim Fethullah Gülen ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun katline fetva vermiştir. FEHMİ KORU = 1994’de Derin Dünyanın TR’deki İslami yükseliş için görüştüğü Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ile birlikte 3 kişiden birisidir. 28 Şubatta karşı safla işbirliği olan bu şahıs itibarını “korkaklık” hakaretiyle korumuştur. Şimdilerde yeni oluşumun kokusunu aldığı için vitrin çalışmalarına başladı. YALÇIN AKDOĞAN = Hükümette yolsuzluğa bulaşmış bu zatın hayali başbakan olmaktır. Zira kendisi derinlere göbekten bağlı olduğu için onların has adamıdır. EFKAN ALA = Kendisi Diyarbakır valiliğiyle parlatılıp, Erdoğan’ın kadrosuna monte edildi. Derinlerin has adamı olduğu için kanunlara uyma derdi yok. ETHEM SANCAK = Düne kadar dinsiz Mao’cu olan Ethem Sancak ile imam hatipli Tayyip Erdoğan’ın bu kadar iç-içe olabileceğini kimse ummazdı. Ergenekon’un bu has adamına onlarca ihale verildi. SEDAT PEKER = Hiçbir ülkede devlet desteği olmadan mafya babalığı yapılmaz. 17 Aralık sonrası ülkücü camiayı karıştırmak ve bazı kişileri tehdit etmek için çıkarıldı. Tayyip Erdoğan / Sedat Peker / İHH başkanı Bülend Yıldırım’ın düğündeki sohbeti ilginç birliktelikleri açıklıyor. SALİH MİRZABEYOĞLU = Fethullah Gülen’e iki defa suikast düzenleyen İBDA/C terör örgütünün lideri olan bu şahsın 17 ARALIK sonrasında tahliye olup, Erdoğan ile 25 dakika hususi görüşmesi manidar. HİZBULLAH = Bu örgütü idari kadrosu yine 17 ARALIK sonrası tahliye edildi. Ardından HÜDAPAR kurularak, güneydoğudaki dindar kürtlerde otorite oluşturması talimatını aldı. SELAM TEVHİD = İstanbul başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun ısrarla sulandırıp, dosyayı kapattığı bu dökümanlarda Hakan Fidan / Beşir Atalay başta olmak üzere Karanlık Kurul ilişkileri kapatıldı. DHKP/C = Sol fraksiyonların radikal adresi olan bu terör örgütünün lider kadrosu istisnalar hariç derin devlet mensuplarıdır. Vazifesi ülke için provakasyonlar çıkarmak olan bu terör örgütü 17 ARALIK sonrası tahliye edildi. Adliyede savcı katliamı ve İstanbul emniyet müdürlüğüne saldırısı ile savcı ve polislere gözdağı verildi. PKK = Kürt mağduriyetini manipüle etmek için kurulan bu örgüt zamanla bölgesel taşeron oldu. Kürt sorununu yüzüne gözüne bulaştıran hükümet sayesinde olağanüstü güçlendi. Kürtlerin demokratik alana yürümesi derinleri rahatsız etti. 7 ŞUBAT 2012 MİT KRİZİNDE yakalanan her 10 KCK lıdan 7 tanesi MİT mensubu çıktı. 17 ARALIK sonrası lider kadrosu tahliye edilen KCK tüm operasyonların beyin takımıdır. İŞİD = Derinlerden ziyade küresel yapının talimatlarıyla kurulan bu örgüt lojistik üstü olarak Türkiye’yi seçti. İçişleri bakanlığının talimatıyla sınırdan geçişleri kolaylaştırılan bu terör örgütü defaatle hükümet tarafından korundu. SADAT tarafından eğitim verilen bu örgütün elemanları acaba hangi karanlık işlerde kullanılmak isteniyor? HANEFİ AVCI = 28 Şubat darbesine tepki göstererek kendisini muhafazakar kesime pazarlayan Hanefi Avcı emniyette usulsüz dinlemelerin mucididir. 17 ARALIK sonrası cemaat kadrolarına suçlayıcı bulgu tespit etmesi için çıkarıldı. NEDİM ŞENER – AHMET ŞIK = Ergenekon’un iki tetikçisidir. CEM KÜÇÜK – FATİH TEZCAN = Tayyiban’ın ucuz tetikçileridir. ORHAN MİROĞLU = Muhafazakar kürt kanadında görevli iken Tayyiban rejiminin nimetlerine yelken açtı. Önce hükümet endeksli “İŞİD TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR” diyen bu zat hergün tornistan yapmaya devam ediyor. MEHMED METİNER = Derinlerin HADEP’e monte ettiği bu şahıs başarısız olduğu için Tayyiban kadrosuna alınır. Açlıktan nefesi kokarken şimdi tapu dairesinden çıkmıyor. Dinle alâkası olmayan bu şahıs için heryol mubah… HATİP DİCLE = Derinlerin HADEP içindeki has adamı olup, 17 ARALIK sonrasında cemaate dair açıklamaları tamamen ağababalarının talimatları niteliğindedir. DEVLET BAHÇELİ = Alparslan Türkeş’in has yiğitlerini tasfiye eden Ergenekon, MHP’nin başına bu şahsı getirir. VECDİ GÖNÜL = Derinlerin has adamıdır. ABDURRAHMAN DİLİPAK = Muhafazakar kesimin paraziti olan bu şahsın riyakârlıkları bitmez. 28 Şubat darbesi için Sincan gecesini organize etti. Mavi Marmara gemisi için muhafazakar kesimi gaza getirip, Gazze gemisine binmedi. Talimat üzerine “ÖCALAN AİLEDEN BİRİSİDİR” diyerek, dayanıklı tüketim malı olduğunu gösterdi. TAMER KORKMAZ = Zaman gazetesi üzerinden cemaate sızmaya çalışan bu şahıs başarılı olamayınca yandaş medyaya alınır. RUŞEN ÇAKIR = Cemaate ironik bakan bu kişi hep derin devletin gözbebeği oldu. Kandilde röportaj yaptı. Graham Fuller ile Tayyip Erdoğan arasında arabulucu oldu. Talimatla Habertürk’te gazeteciliğe başladı…. ODATV = Ergenekon’un medyası olup, dava dosyalarında yeterince belgeyle ispatlandı. Ergenekon’un Halk tv ve Cumhuriyet gazetesini ele geçirme operasyonları başarısız oldu. AKİT = İran güdümündeki bu gazete derinlerin kontrolünde olup, Hasan Karakaya gibi 3 kişi özel talimatla yazı yazarlar. — Ahmed Akgündüz / Ahmed Taşgetiren / İskender Pala / Faruk Beşer / Reşat Petek / Egemen Bağış / Rasim Ozan Kütahyalı / Mehmed Barlas / Abdulkadir Selvi gibi yüzlerce şahısın para için önüne yatmayacakları adam yoktur. Bunların muhbir olmasına zaten gerek yok. PEKİYİ SATILIK ADAM NASIL ANLAŞILIR = Dün söyledikleriyle bugün ki ifadeleri tutarsız olanlar ya iktidar endeksli yalaka veya derinlerin adamıdır. Nihayetinde ikisindede omurga bulunmaz… Hz.İsa’yı (as) azıcık menfaat karşılığında satan günümüzün Yahuda İskayrotlarına dikkat edelim. Keşke Firavunun sarayındaki zat gibi fuatavni olabilselerdi…B6I3248IIAAGT5Y

Yorum bırakın