I- MEVCUT İNCİLLERDE BEKLENEN KURTARICI KİM?

Hz.İsa ibni Meryem’in (as) peygamberliğini reddeden Yahudiler ona ve onun peşinden gidenlere yapmadıkları zulmü bırakmadılar. Nitekim onu idam etmek için çarmıha germeye teşebbüs ettiler. Hatta Hz.İsa ibni Meryem’in (as) semaya yükseltilerek ayrılmasından sonra onun peşinden giden müntesiplerine “sapık Mesihi fırkası” ismini verenler dahi oldular.
Hristiyanlık alemi kendilerinin hak din ve Hz.İsa ibni Meryem’in (as) beklenen peygamber olduğunu ispat etmek için Yahudi kaynaklarından (Eski Ahid) deliller getirdiler. İşte bu delilleri mevcut İncillerde görmekteyiz. Bunun yanında mevcut İncillerin Hz.İsa ibni Meryem (as) dönemini anlatan bölümlerinde beklenen zata ait bazı özelliklerden bahsedilmektedir. Bakalım bu zat Hz.İsa ibni Meryem mi? Hz.Muhammed (sav) mi? Yoksa her ikisi mi?
MATTA 2- 17/18
(Hirodes rüyasında tahtına son verecek bir Yahudi çocuğun dünyaya geleceğini öğrendi. Pers diyarından gelen yıldızbilimcilerden onun Beytlehem’de doğacağını duydu. Bu şekilde onu tespit edip öldürecekti. Kahinler onun niyetini anlayıp, Meryem ve oğlunu müjdeledikten sonra şehri terk ettiler. Hirodes bunun üzerine iki sene aralıksız doğan erkek çocukları katletti)
17-Hz.Yeremya (as) peygamberin haberi gerçek oldu!
18-“Rama’da bir ses duyuldu. Ağlayış ve acı feryat sesleri.Çocukları için ağlayan Rahel! Avutulmak istemiyor. Çünkü onlar yok artık”
Hristiyanlar yukarıdaki eski ahid metnini Hz.İsa ibni Meryem’in (as) doğduğu esnada katledilen yavrualara ait hadiselere delil gösterirler.
Fakat Rahel adındaki kadın Hz.İsa ibni Meryem’den (as) takriben 7 asır önce yaşadı. Meşhur Babil kralı Buhtunnasr devrinde Rama beldesi kan gölüne dönmüş ve 70.000 kişi sürgüne gönderilmişti.
MATTA 3-2/3
(Hz.Yahya ibni Zekeriyya (as) peygamberliğini ilan edip herkesi hakka davet etmeye başlamıştı)
Hz.Yahya (as); “tevbe ediniz zira ilahi hükümranlık yaklaştı”
Hz.Yeşaya (as) peygamber şöyle haber veriyor!
“Çölde haykıran! Mürebbinin (terbiyeci) yolunu hazırlayan! Geçeceği patikayı düzleyen!”
NOT = Mevcut İncillerde mürebbi yerine rab kelimesi yazılıdır. Rab kelime olarak terbiye eden manasına gelir.
Hz.Yahya ibni Zekeriyya (as) babası ve annesi gibi müttaki bir insandı. Muhtemelen onlar gibi esseniler anlayışında zahiddi! Nihayetinde Zekeriyya (as) gibi peygamberin evladıydı. Annesi Elizabeth (ra) ile Hz.İsa’nın (as) anne annesi Hanne (ra) kardeştir. Gençliğinde çöllerde ve kırlarda yaşayıp, deve tüyünden elbise giyer, beline deri kuşak bağlar, ekseriyetle çekirge ve yaban balı yerdi. Günümüzdeki manastırda yaşayanlar daha çok esseni tarikatının devamını teşkil eder.
Haddizatında sofilik Yahudi peygamberlerden Hz.İlyas (as) ile başlamış, Hz.Yahya ile devam etmiş, İslâm’da da neşvu nema bulmuş bir nevi ruhbanlıktır.
Eski Ahidde Hz.Yeşeya (as) peygamberin haber verdiği evsafa Hz.Yahya (as) uymaktadır. Bu açıdan kendisi Hz.İsa ibni Meryem’den (as) 6 ay önce doğmuş hatta 6 ay önce peygamber oldu. Hz.Yahya (as) muhtemelen ûlûl-azm rasûllerden Hz.İsa ibni Meryem’in (as) önden habercisi olabilir. Zira Hz.Yahya (as) nebi, Hz.İsa ibni Meryem (as) ise kendisine İncil vahyedildiği için rasûldür.
MATTA 3- 11/12
(Hz.Yahya ibni Zekeriyya (as) kendisine inanan insanların dinen ve bedenen tertemiz olması için nehirde yıkayarak vaftiz ediyordu. Ona tabi olanlar zahid insanlar ve dünyaya ilgisiz ehli takva kişilerdi. Bu nedenle onlara “sabî” yani masum denirdi!)
Hz.Yahya (as); “Ben sizi tevbe için suyla vaftiz ediyorum ama benden sonra gelen kişi benden daha güçlüdür. Ben O’nun (sav) çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. O sizi kûtsal vahy ve ateşle vaftiz edecek. Yabası (asa) elindedir. Harman yerini temizleyecek, buğdayını toplayıp ambara yığacak, samanı ise sönmeyen ateşte yakacak!”
NOT = Mevcut İncillerde kûtsal vahy yerine kûtsal ruh denilmektedir. Hristiyan din adamları Hz.İsa ibni Meryem’den (as) sonra dine hizmet eden kendilerinin kutsal ruh tarafından herdaim sevk edildiklerini iddia ederler. Bu nedenle Vatikan’ın dini hususlarda asla hata yapmayacağını dile getirirler. “Resullerin İşleri” adlı yeni ahidde bu mesele sık sık dile getirilir.
Buradaki Kûtsal Ruh vahy meleğine işaret eder. Bu açıdan melekten ziyade vahyi ilahi (ilahi kelâm) söz konusudur. Hem İncil hem Kûr’an söz konusudur.
Ateşle vaftiz ne demek?
Hz.Yahya (as) kendisine tabi olanları sadece tevbeye davet ederdi. Fakat günah işleyeceklere had cezası uygulayacak seriati ve gücü yoktu. Sadece Hz.Mûsa şeriatine göre hârâm olduğunu tebliğ edebilirdi.
Hz.İsa ibni Meryem’in (as) 3 senelik risaletinde de durum aynıdır. Vatikan ise kendilerinin bu şeriati kıyamete kadar uyguladıklarını iddia ederek meseleyi tevil ederler.
Hz.Yahya’nın (as) haber verdiği zat Hz.Mûsa (as) / Hz.Davûd (as) / Hz.Süleyman (as) gibi hem peygamber hemde devlet başkanı olduğu taktirde ateşle vaftiz edebilir. Bu zat hem dinin had cezalarını hemde düşmanlarını harb yoluyla hizaya getirebilecek güçte olmalıdır. Bu kişi kendi risalet dönemine bakıldığında ancak Hz.Muhammed (sav) olabilir. Haddizatında Yahudiler herdaim Hz.Yahya’ya (as) kendisinin semaya yükseltilen Hz.İlyas (as) olup-olmadığını sordular zira meşrebi çok benziyordu. Hz.İsa ibni Meryem’i (as) reddetme sebepleri ise onlar kral peygamber bekliyorlardı. Zira beklenen kurtarıcının özellikleri hükümdarlığı gerektiriyordu. Nitekim Hz.İsa’nın mucizelerine şahid olan bazıları “Yahudilerin beklenen kralı” olarak dillendirmiş ve ona karşı olan Ferisiler bu sözleri Roma valisine ileterek Hz.İsa ibni Meryem’in (as) kendi aleyhlerinde faaliyet yürüttüğünü ileri sürmüşlerdir. Hz.İsa ibni Meryem (as) ve müntesiplerine cadı avı bu şekilde başlatılmıştı. Halbuki Ferisiler onun beklenen Yahudi kralı olmadığını ve kendisinin böyle bir iddiasını ağzından hiç duymadıklarının baş şahitleriydi.
“Yabası (as) elindedir. Harmanı temizleyecek.Buğdayını toplayıp, ambara yığacak. Samanı ise sönmeyen ateşte yakacak” ifadesi Kûr’an-ı Kerim’deki Fetih sûresinde mûmînlerin evsafının Tevrat ve İncil’deki bölümlerini işaret eder. İncil’deki çiftçiyle ilgili anekdot ve Hz.Yahya’nın (as) beyanı birebir ümmeti Muhammedi işaret etmektedir. Sönmeyen ateş ise risaleti Ahmediye olup, Hz.Muhammed (as) peygamberlerin sonuncusudur. Bu açıdan Kûr’an-ı Kerim kitapların anası ve kıyamete kadar hükmü daim olanıdır.
MATTA 4-12/17
Hz.Yahya (as) Hirodes’in kız kardeşiyle evlenmesinin haram olduğunu dile getirdiği için keyfi olarak hapishaneye atılır. O esnada Hz.İsa ibni Meryem (as) Celile / Zevulun / Naftali / Kefernahum civarındadır. Zaten kendisinin tebliğ yeri bu bölgedir.
Eski Ahidde Hz.Yeşaya (as) peygamber şöyle haber verir!
“Zevulun ve Naftali beldeleri, Şeria ırmağının ötesinde, deniz yolunda, milletlerin yaşadığı Celile! Karanlıkta yaşayan halk, büyük bir ışık gördü. Ölümün gölgelediği diyarda yaşayanlara ışık doğdu!”
Hz.İsa ibni Meryem (as) kendisine peygamberlik geldikten sonra şu çağrıda bulundu. “Tevbe ediniz zira ilahi hükümranlık yaklaştı”
Burada Hz.Yeşeya (as) peygamberin işaret ettiği şahsın, Hz.İsa ibni Meryem (as) olduğu bellidir.
MATTA 5-17/18
Hz.İsa ibni Meryem (as); “İlahi yasayı veya peygamberlerin sözlerini geçersiz (nesh) kılmaya gelmedim. Ben geçersiz kılmaya değil tamamlamaya geldim. Size doğrusunu söyleyeyim! Yer ve gök ortadan kalkmadan, herşey gerçekleşmeden, ilahi yasadan ufacık bir harf veya bir nokta bile yok olmayacak!”
Kûr’an-ı Kerim SAF 61/6
Hz.İsa ibni Meryem (as); “Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın rasûlüyüm. Benden önce size indirilen Tevrat’ı tasdik ve benden sonra gelecek ismi Ahmed olan rasûlü müjdelemek için gönderildim!”
NOT = İncil kelime olarak müjde demektir.
Kûr’an-ı Kerim HİCR 15/9
“Andolsun Zikr’i (Kûr’an) biz indirdik ve O’nu biz koruyacağız!”
Maalesef İncil’de “ben geçersiz kılmaya değil tamamlamaya geldim” beyanı sonradan ilave edilmiş görünüyor. Metnin gerçek bölümü ise Kûr’an-ı Kerim’in Saf sûresindeki gibi olmalıdır. İncillerde bu tarzda çok ciddi tahriflere şahid olmaktayız.
“İlahi yasadan tek bir harf veya nokta eksik olmayacak” ifadesi HİCR suresinde Kûr’an-ı Azimuşşanı ispat etmektedir.
Mevcut İnciller arasındaki onlarca ihtilafa baktığımızda bırakın tek harfi veya noktayı Hz.İsa ibni Meryem’in soy kütüğündeki isimler dahi tutmamaktadır. Buna karşılık Hz.Muhammed’den (sav) günümüze kadar Kûr’an-ı Kerim’de tek bir harf dahi değişmemiştir.
MATTA 10-34/38
Hz.İsa ibni Meryem (as); “Yeryüzüne barış getirdiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim!”
“Çünkü ben baba ile oğulun, ana ile kızın, gelin ile kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim. İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacaktır”
“Annesini, babasını, oğlunu, kızını benden daha çok seven benden değildir.”
“Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen benden değildir”
Hz.İsa ibni Meryem (as) kılıçla hükmeden kral veya hükümdar değildi. Bu açıdan Hz.İsa’ya ait olmayan bir vasıf söz konusudur.
Çarmıha germenin sembolize edilmesi Hz.İsa ibni Meryem’in (as) semaya yükseltilmesinden sonra başlamıştır. Hz.İsa ibni Meryem’i (as) öldürme teşebbüsleri ise Matta 24 ve 28. babta bulunmaktadır. Halbuki bu söz Matta 10. babta yer alır.
Tüm peygamberler risalete başladıklarında yakın akrabalarından tepki görmüştür. Hz.Nuh (as) karısı ve oğlu Kenan’dan, Hz.İbrahim (as) babası Azer’den, kardeşleri olan Hz.Salih (as) kavminden, Hz.Lût (as) eşinden, Hz.Muhammed (as) amcası Ebu Leheb’ten tepki almıştır. Bu nedenle peygamberlere inanan ve onlara tepki gösterenler arasında aile için kavgalar başlamıştır. Ashabı kiramdan Sad bin Ebi Vakkas / Zübeyr ibni Avvam / Mûsab ibni Umeyr ailesinden şiddet gören sadece birkaç kişidir. Mekkeli müşrikler Hz.Muhammed’i (sav) aileleri birbirine düşürdüğü iddiasıyla fitneci ilan etmişlerdi. Halbuki fitne ve fesad düzenini devam ettirmek isteyen hep kendileri olmuştu.
Yukarıdaki metin Vatikan’ın kendisini kutsal krallığın temsilcisi olarak görüp, çarmıhı ise “ölümüne cihad” düşüncesiyle sembolize etmesini ifade eder. Haçlı savaşlarıyla kılınç misyonunu güya yerine getirdiklerini iddia ederler.
Kûr’an-ı Kerim Nisa sûresi 4-157/158 de ise Hz.İsa ibni Meryem’in (as) çarmıha gerilmediğini belirterek bu meseleyi kökünden reddeder.
Bu açıdan yukarıdaki metnin İncillere sonradan ilave edildiğinde kuşku yoktur.
MATTA 11-10/14
Hz.Yahya (as) hapishanede iken sabîleri Hz.İsa ibni Meryem’e (as) göndererek onun beklenen kişi olup/olmadığını sordurur.
Hz.İsa ibni Meryem (as) yapmış olduğu mucizeleri tek tek söyleyerek kendisine delil gösterir.
Hz.İsa ibni Meryem (as) oradaki halka çölde zahidane yaşamış Hz.Yahya (as) hakkında eski kitaplardaki onunla ilgili şu bilgiyi verir!
“İşte! Habercimi senin önünden gönderiyorum. O önden gidip, senin yolunu hazırlayacak”
Ardından şu ilaveleri İncil’in devamında (13/14) okuyoruz!
“Yahya’ya dek tüm peygamberlerle Kûtsal Yasa (vahyi ilahi) olacakları önceden bildirdi. Bilmek isterseniz şayet beklenen İlyas odur!”
İsrailoğullarında iki beklenti vardı.
1-Sofi anlayışında olan dağlık bölgelerde yaşayan Esseniler semaya yükseltilen İlya’nın (İlyas) tekrar aralarına döneceğini düşünüyorlardı. Barbana İncil’ine göre Hz.İlyas’ın (as) ashabını Ferisiler (Allah’ı arayan) oluşturuyordu. Hz.Zekeriya (as) ile Hz.İsa ibni Meryem’e (as) kan kusturanların Ferisiler ile Sadukilerin olması ise manidardır.
2-Eski Ahid’deki beyanlara göre kılınç ile hüküm sürecek bir kral peygamber bekliyorlardı.
Hz.Yahya (as) bir peygamber olarak kendi peygamberliğine iman ettiği gibi Hz.İsa ibni Meryem’in (as) peygamberliğine de iman etmiştir. Yine Hz.İsa ibni Meryem’de (as) hem kendi hemde Hz.Yahya’nın (as) peygamberliğine iman etmiştir. Zira Allah’ın peygamberleri arasında ayrım söz konusu değildir. Diğer taraftan her peygambere diğer kişinin peygamber olduğunu Allah vahy ile bildirir. Bunun için Hz.Yahya (as) müntesiplerini Hz.İsa ibni Meryem’e (as) peygamber olup-olmadığı hususunda aracı göndermez. Aksi taktirde kendi risaleti tartışma konusu olur. Diğer taraftan Hz.İsa ibni Meryem’in (as) kral peygamber olup-olmayacağını ve misyonunun nasıl tezahür edeceğini kalb-el vûkû suretiyle bilir.
Yukarıdaki metinde peygamber mi? Yoksa beklenen kurtarıcı mı? Yönünde muğlaklık söz konusudur. Hz.İsa ibni Meryem (as) mucizelerini delil göstererek sadece peygamber olduğunu belirtmektedir. Bu minvalde bir cevaba Hz.Yahya’nın (as) ihtiyacı söz konusu olamaz. Zira Hz.İsa ibni Meryem’in (as) peygamberliği kendisine zaten vahyedilmiştir. Zannediyorum İncil burada tahrife uğrayarak, maksadı garip bir şekile sokuldu.
Hz.İsa ibni Meryem’in (as) Hz.Yahya’nın (as) aslında Hz.İlya (as) (İlyas) olduğunu söylemesi ise tahrifatı ortaya koymaktadır. Zira Hz.İlyas (as) ile Hz.Yahya (as) iki farklı peygamberdir. Kûr’an-ı Kerim bu iki peygamberi ayrı ayrı zikretmektedir.
Kûr’an-ı Kerim Meryem (19/7) “Ey Zekeriya! Sana bir çocuk müjdeledik ve adını Yahya koyduk!”
Kûr’an-ı Kerim Saffat sûresinde (37-123/133) ise Hz.İlyas’ın peygamberliği ve tebliğine ait bölümler bulunmaktadır. Onun tekrar Hz.Yahya (as) suretiyle doğduğunu iddia etmek saçmalık olur.
Meryem sûresindeki ayet Hz.Yahya ibni Zekeriyya’nın (as) Hz.İlyas’tan (as) tamamen farklı birisi olduğuna delildir.
Vatikan kilisesi İncil’deki bu tahrifatla Yahudilerin beklentilerini bitirmeyi hedeflemiştir. Hz.İsa ibni Meryem’in (as) ağzından yalan söylemekte mahsur görmemişler…
MATTA 12-18/21
Eski Ahid’de Hz.Yeşa’ya (as) peygamber haber veriyor!
“İşte kulum! O’nu ben seçtim! Gönlümün hoşnut olduğu (habibim) sevgili kulum O’dur. Ruhumu O’nun üzerine koyacağım. O’da adaleti milletlere (insanlığa) bildirecek. O sokaklarda çekişip, bağırmayacak. Ezilmiş kamışı kırmayacak. Tüten fitili söndürmeyecek. Nihayetinde adaleti zafere ulaştıracak. O’nun adına milletler (insanlık) umut bağlayacak”
MATTA 15-21/24
Hz.İsa ibni Meryem’e Sur ve Sayda’dan geçerken Kenanlı bir kadın, içine cin girmiş kız çocuğu için medet ister.
Hz.İsa ibni Meryem (as); ” Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildim” cevabını verir.
Yukarıdaki metinde Hz.İsa ibni Meryem (as) risalet için tüm milletlere değil sadece yoldan çıkmış Yahudilere geldiğini net bir dille ifade ediyor.
Her ne kadar semaya yükseltildikten sonra havarilerini farklı şehirlere sevk ettiği belirtilsede meselede ciddi münakaşa söz konusudur. MATTA 28/19
Zira mevcut İnciller Hz.İsa ibni Meryem’in (as) hayatını haddizatında risaletini sırayla ele almaktadır. Bu açıdan beklenen zatın Hz.İsa ibni Meryem (as) olabilmesi için MATTA 12. babta zikredilen hadisenin 28. babta olması gerekirdi. Halbuki 15. babta belirtilen söz Hz.Yeşaya (as) peygamberin başkasından bahsettiğini göstermektedir.
Kûr’an-ı Kerim’in vahy silsilesini incelediğimizde ayetler arka arkaya sıralanarak devam etmemiştir. Nitekim ilk 5 ayet olan Âlâk sûresi 96. sırada bulunur. Bu sûrenin diğer ayetleri ise başka sûrelere ait ayetler indikten sonra gelmiştir. Bu açıdan Hz.Muhammed’in (as) hayatı ile İslâm medeniyetinin inşa sürecinde hem esbabı nüzul hemde ayetlerin iniş sırası muazzam ehemmiyet kesbeder. İnciller’de ise böyle bir durum söz konusu değildir. Yaşanan hadise ile Hz.İsa ibni Meryem’in cevabı aynı hikayede yer alır. Hz.İsa ibni Meryem’in (as) 3 senelik risaletinde Hristiyanlık medeniyetinin inşa safhasına dair ciddi bir projeksiyon görünmemektedir. Daha çok Yahudilerin materyalist düşüncesini ıslah edip, maneviyat televvünlü mucizelerle sîratî mûstakîme sevk etme misyonu söz konusudur. Adeta Hz.Zekeriyya (as), Hz.Yahya (as), Hz.İsa (as) beklenen peygamberin yollarını düzeltmek için son rötüşları yapmaya gayret etmiştir. Risalet binasının son taşını koyacak, vahy ağacının son meyvelerini takdim edecek Kainatın bahçıvanına (sav) önden dayelik etmişlerdir.
Sahih hadislerde…

15220102_1073923662734428_4900184558295796773_n

Yorum bırakın