GLOBAL EĞLENCE SEKTÖRÜ

İnsan yaşadığı dünyayı farklı boyutlar (buud) ekseninde müşahede eder. Hayvanlar herşeyi tek renk gördükleri tek boyut, insanlar renkli gördükleri için en az iki boyut, zaman ve mekan koridorlarında yürüdüklerinde ise en az üç boyutta hadiselere bakar. Aslında içinde yaşadığı hayatın bir figürü olduğundan zamanın gerisine, ilerisine, mekanın ötelerine gidebildiği için en az 7. boyutta olduğunu dahi bilmez.
Sinema sektörü HD 3/4/5/6/7 filmleri yapmaktadır. HD 3 te gözlük takarak filmi ekranın önünde görürüz. HD 4 ise filmdeki balıkların arasıra yanımıza yaklaştığı hissini verir. HD 5 te balıkların aramızdan geçip, gittiği yönündedir. HD 6 da sanki balıklarla yolculuk yapıyor gibi ferahlamaya başlarız. HD 7’de onlar gibi iner, kalkar hatta sağa sola oturtuğumuz mekanizma sayesinde yöneliriz. HD 12’de sanal balıklar sanal dalgalar üzerinde kıyıya gelerek, akrobatik hareketler dahi yapar ve biz arka ekran panosu olmayan bu oyunun içinde yer alırız.
Sinema sektörü önümüzdeki 40 sene içinde müşterilerini bizzat senaryodaki rollerin içine sokmaya başlayacak. Şu an yüksek teknolojiye sahip bilgisayar oyunlarında bu adımlar atılmaya başlandı. Clash of clans türü oyunlarda insanlara savaş klanı kurduranlar şimdi Game of War türü oyunlarda site devleti mahiyetinde üretim / ekonomi / eğitim / güvenlik / sanayi / arge türü bölümler ekleyerek bir üst aşamaya taşıdılar. Bu oyunlarda bireysel ve toplu savaş grupları oluşturuldu. Bu şekilde hem oyun kuralları belirlenirken hemde herkese bireysel insiyatif alanları konuldu. Ayrıca takviye birlik unsurları devreye konuldu. Kişiler daha üst lewel seviyesine çıkmak için hem kalesini hem ordusu hem birlik olduğu grubu güçlendiriyor.
Sinema sektöründe James Bond / Örümcek Adam / Star Wars / Yüzüklerin Efendisi / Harry Potter gibi filmler 10. serisini çekmeye yaklaştılar. Bu trend devam ederse senaryoya hakim insanlara rol alabilecekleri sanal ortam sunulacak. Belli başlı rollere kimileri bireysel, kimileri grup halinde müdahil olacak. Tabii oyunculara belli alanlarda kişisel insiyatif verilecek. Bu şekilde senaryonun iskeleti belli olsabile kesin sonucu oyunculara bırakılacak.
Tabii bu filmlerdeki aşk / savaş / romantizm / spor / komedi türleri hayatın akışında çok ilginç durumların kapısını aralayacak. Muhafazakar kesimlerin bu trende karşı koyması çok zor olacak. Sanal sex diyebileceğimiz tehlikeli senaryoların yanında Firavun’un zulmünden kaçanlar, Hz.Muhammed’in ordusunda (sav) yer alanlar bile bulunabilecek. Milyonlarca insan tarihin akışını psikolojik olarak değiştirerek tatmin olabilmek için ABD’li asker olarak Vietnam savaşına girecek, yada bir Yahudi olarak Nazi kamplarına girecek veya cihan harbinde Çanakkale cephesine gelecek. Aynı anda yüzmilyonlarca insan bazı sanal oyunlarda günlük dizilerde olduğu gibi ara ara dahil olabilecek!
Küresel güçlerin piyasaya sürdüğü bu oyunların amatör versiyonları aslında surviwor üzerinden deneniyor. Tabii sanal sinemaya bu kadar enstruman tabii konulmayacak ama dileyen kişilere Hollywood bu imkanı Disneyland türü dev alanlarda sunacak. İnsanlar normal sinemada Harry Potter’in süpürgesiyle yolculuk yapıp, kendisine verilen büyü yeteneklerinden dilediğini tercih ederek, filmin seyrinde değişik alternatiflerin kapısını aralayabilecek.
Boşanma ve aldatma zihniyetinin sürekli yukarıya tırmandığı günümüzdeki milyarlarca insan romantizm filmlerinde bireysel fantezilerini tatmin yoluna gitmek isteyecek.
Baba – oğul bazıları sportif müsabakalarda aynı takımda yer almayı tercih edebilecek. Gençler hep birlikte Karayip Korsanlarına benzer filmlerde rollerini paylaşabilecek.
Bugün AVATAR serisi olarak izlediğimiz film önümüzdeki 40 sene içinde gerçek olacak. İnsanlar birçok senaryoyu önden okuyarak o filmlerdeki avatar rollerini üstlenecek.
Gerçek tatile çıkamayan milyoarca insan eğlence sektöründen sanal paket alarak, Cruises gemi yolculuğuyla hergün bir şehrin limanına yanaşarak, restaurant / tarihi yerler / alış-veriş alanlarında gezinti yapıp, akşam disco veya kumarhane, sabah havuz kenarında dinlenmiş olacak.
Kimileri Çin / Japonya / Brezilya / Antarktika hatta Venüs / Merkür / Mars / Jupiter yolculuklarında birer kaşif veya astronot olacak.
Teknolojik imkanlardan süper güce ulaşan bazı devletler cyborg robotlarla hayata daha fazla müdahil olacak. Bugün micro çip üzerine kök hücreden et ve deri giydirenler muhakkak cüzi iradeye sahip insan görünümlü robotu yapacaklar. Hatta bu robotlara teorik ve pratik hafıza ile kabiliyet yükleyerek “hyper active” verime ulaşacaklar. Bazı devletler bu robotları güvenlik dahil birçok alanda kullanacak.
Mercedes firması insansız otomobil üretti. Dünyadaki tüm yolların GPRS koordinatlarını girerek bu sisteme şimdiden hazır hale geldi. Birçok sistem solar enerjiye entegre edilecek. Bugün Almanya enerji ihtiyacının %52 sini güneşten karşılıyor.
Apple firması gözlük bilgisayar diyebileceğimiz bir model üretti. Bu şekilde 5 HD seviyesinde bir görüşmeyi sağ gözlük ekranından çok rahat yapabilecek. Kolundaki saat üzerinden yönledirilen bu dijital alet ileri safhada sesli komut ile koldaki parçaya ihtiyaç bırakmayacak. Haddizatında bu yüksek teknoljinin şifresi göz retinası / parmak izi / ses tonu olacak.
Yeni üretilen bir sistemde makine ekilecek alanın tohumunu kendisi dikip, ardından suluyor. Bu sistem ileride mahsulü toplayıp, paketleyecek seviyeyede ulaşacak. Yüksek hibrit tohum veya benzeri tespitler üzerinden tohum kadar küçük şeylerde yüksek kalori alınabildiği gibi 400 kiloluk kabaklarda üretilebilecek.
İnsanlar esir maddesini tespit ettiklerinde maddenin zamanda yolculuğu anlık olacak. Hz.Süleyman’ın (as) devlet hayetindeki Asaf gibi maddenin perde arkasına muttali olanlar misali tahtı göz açıp, kapayıncaya kadar getirecekler.
Dünyada klonlanan o kadar çok insan olacak ki; bazıları en yakışıklı kız veya erkeği partner olarak sipariş alabilecek. Artık insanlar hangisinin robot hangisinin gerçek olduğunu anlamakta zorluk çekecek. Hangisinin gerçek hangisinin sanal alemde işlenen suç veya icraatler olduğunda tereddütler olacak. Yakazada gördüğümüz hadiseler misali 20 HD ortamların içinde sanal mahiyette gezintilere çıkabilmek mümkün olacak. Deccal katledilirken gerçek olup, olmadığını tespit etmek için akan kanına bakacaklar.
O gün milyarlarca insanın gereksiz olduğunu savunan ırkçılık, kapitalist zihniyet yine devam edecek. Kısacası bugüne ait birçok şey o güne uyum sağlamak suretiyle kendini pozitif veya negatif arzedecek.
Pekiyi müslümanların değişen ve dönüşen bu dünyadan haberi var mı?
İnternet üzerinden bahçesini sulayan insanlara, 3 boyutlu ürünleri print eden bilgisayar sistemlerine ne kadar adapte olabildik? 40 sene sonra hayatın tüm alanları kapsayan bu müthiş sirkülasyona genç nesilleri ne kadar hazırlayabiliriz? Bugün çocuklarımızın sanal alemde yolculuklarıyla nereye doğru gittiklerinin farkında mıyız? Önünü alamayacağımız bu rüzgardan acaba nasıl istifade edebiliriz? Onun menfi durumlarından nasıl korunabiliriz? Bu şekilde global kültüre nasıl hakim olabiliriz? Bu alanda bizim cazibemiz gerçekten var mı?
Ahir zamanda DUHAN’dan bahseden hadislerden anlayabildiğimiz kadarıyla küresel çapta bazı trendler / fanteziler / çılgınlıklar / hatta taşkınlıklar olacak. Bugün bile insanlar bilgisayar oyunlarından saatlerce ayrılamıyor. Yırtık kot, steak et, caffe mokka, mohito, IPHONE modası tüm dünyayı aynı anda sarıyor. Tabii bunları yapmanın dinimizce hiçbir mahsuru yok. İnternette duvara amaçsızca yan duran, ırkçılığı eleştirmek için kafasından aşağıya bir kova buz döken, Koreli bir şarkıcının (gangnam style) dansını taklit eden milyonlarca insanı aynı anda izledik. Bunlardan kimileri evrensel değerlere sahip çıkmayı amaçlarken bazıları aptallığın zirvelerini zorladı.
Allah Rasûlü (sav) gelecekte insanların her türlü kepazeliklere imza atacağını ve müslümanlarında onların peşinden gideceğini haber veriyor. Bugün salgın hastalıklar, sperm bankasından çocuk sahibi olma, hibrid tohumlarla beslenme, bazı gece kluplerinde masada çevrilen şişeyle partner seçme, Fashion tv gemisiyle escort mankenlerin teşhir edildiği birçok sapıklığa tanık oluyoruz. İngiltere’deki okullarda gençler renkli bileklikler takarak hangi tekliflere açık oldukları belirtiyorlar. Çizgi filmlerde keskin hat ve söylemleri izleyen çocuklar ebevenlerine asi ve sert tepkiler verebiliyor. Adeta film karakteri gibi mimiklerde bulunuyorlar. Pokemon oyununu düne kadar sanal ortamda oynatan küresel
işletmeler şimdi tüm dünyayı oyun alanı olarak sundular. Tabii birçok işletme bu insanları kendi mağaza / restaurant / cafe vb ortama çekebilmek için kampanyalar yapıyor.
Twitter / Facebook / Whatsapp / İnstagram / Tango / Skype / Youtube bu sürecin birer küçük parçasını teşkil ediyor.
Küçücük çocuklar bile kendi videosunu çekip, youtube üzerinden yayınlıyor. Yetişkinler instagram üzerinden farklı bir anlayışta bireysel fantezilerini paylaşıyor. Facebook sadece sohbet ortamı sunmuyor. Kendisine ait sanal oyunlar ve reklam alanları sürekli genişliyor. Bireysel fantezilerini ortaya koymak isteyenlere farklı bir site öneriyor. Whatsapp üzerinden entegrasyon yaparak 1 milyar insanı bir araya getirebiliyor. Uydu üzerinden yerel iletişim (GSM) hatlarına ihtiyaç bırakmadan ücretsiz görüştürebiliyor. Gezici drone sayesinde küresel internet ağını kurarak yerel sistemleri devre dışı bırakmayı amaçlıyor. Master card / Visa card / Amerikan card sayesinde hiçbir kağıt paraya ihtiyaç duymadan sanal tahsilata hızla gidiyorlar.
Hollywood filmleri ve küresel çaptaki eğlence oyunları sayesinde toplumun kültürel yapısında ciddi değişikliklere gidebiliyor. Tüm dünyada camdan gökdelen, aynı tarz tatil paketleri, starbucks türü kahve, Mc Donald’s hamburger, Coca Cola içecekler, Nestle çikolatalar, ZARA kolleksiyonlar hep birbirini takip ediyor. Bir sene düşük pantolon, diğer sene keten pantolon, öteki sene yırtık pantolon hem dünya markaları hemde küresel dizilerde aynı anda servis edilince talep patlaması yaşandı. Hollywood filmelerindeki “küçük bir Çin lokantası biliyorum” adlı 5 dakikalık sunumla bu ülkenin ürünleri tüm dünyaya pazarlandı. Haddizatında yurdışındaki tüm Çin lokantaları küçük olur. Filmdeki kilise özellikle saygı duyulacak formatta servis edilir. Aslında filmin 3/4 lük bölümünde reklam izlediğimizi dahi bilmeyiz.
Pekiyi aynı enstrumanlardan biz neden yararlanmıyoruz? Meselâ filmde “Antalya’da müthiş bir koy varmış! Tekne gezisine iki kişilik tur alayım mı?” — Alt sokakta küçük bir Türk kebapçısı varmış! Akşam bana refakat edermisin? —Mesela bu sene Filistin poşusu trend olmuş bende sana hediye olarak aldım! Beğendin mi? şeklinde dahil olabiliriz.
Küresel güçlerin elinde neden piyonuz? Minyon bakışlı devlet idarecileri, akademisyenler, din adamlarına baktığımızda net bir şekilde görünmektedir.

13626641_955772234549572_3626354692502382093_n

Yorum bırakın