GAZA GELEN İHH İSRAİL’DE BATTI!

Milli Görüşe bağlı Milli Gençlik vakfı tarafından İHH nın halihazırdaki başkanı olan Bülent Yıldırım yine Milli Gençlik kollarından gelmektedir. Milli Görüş daha sonra kendi çizgisine uygun olarak Can Suyu derneğini kurdu.
İHH ya mensup bazı kişilerde mağduriyet yaşayan bazı ülkelerdeki silahlı direnişçilere destek verme arzusu herdaim vardı. Nitekim bu gruba mensup kişiler Çeçenlerin sesini duyurmak için İstanbul boğazında el koydukları gemide de yer almışlardı.
Bunların yardım konusundaki heveslerini bilen Tayyip Erdoğan suistimal etmekte beis görmedi. Halbuki uluslararası sözleşmelere göre İHH hiçbir gruba silahlı yardım ve yataklıkta bulunamaz. Yine sözleşmede belirlenen yardım malzemelerinin dışına çıkamaz. Aksi taktirde uluslararası mahkemelerde lisansı iptal edilebileceği gibi taşıdıkları malzemeye göre terörden yargılanabilir.
Suriye’de Esad’ı devirmek için muhalifleri el altından destekleyen Erdoğan önce insani yardım adı altında kamufle silahlar yolladı. Bu yardım tırlarının uluslararası lisansı olan İHH / Deniz Feneri / Kızılay vs gibi kurumlar tarafından yapılması gerekiyordu. Tabii Kızılay kadroları her kesimden insanları içerdiği için onun üzerinden göndermeye pek cesaret edemediler. Anladığım kadarıyla Deniz Feneri derneğide bu işe pek sıcak bakmadı. Daha önce kendileri üzerinden yapılan parti paraları koridoru ve ortaya çıkan usulsüzlükler (yolsuzluk) muhakkak etkili oldu. Deniz Feneri silah taşımış ise bu da er veya geç ortaya çıkar.
Erdoğan’ın talimatıyla bu işe sıcak bakan İHH, yardım adı altında Suriye’ye tırlarla silah taşıdı. Hatta MİT tırlarının dışında yakalanan birkaç tırdan bazılarının İHH’nın lojistik merkezinden çıktığı belirlenmişti. Ayrıca İHH lojistik merkezinde Al Nusra örgütüne mensup kişilerin fotoğrafları yayınlandı. Bunun yanında İHH mensuplarından bazıları Suriye’de Al Nusra mensuplarıyla çektikleri silahlı fotoğrafları kendi facebook adreslerinde yayınlamıştı.
İHH doğuda bulunan lojistik merkezindeki fotoğraflar, facebookta kişisel hesabından Al Nusra güçleriyle çekilmiş fotoğraflar, yakalanan bazı tırların önlerinde yazan İHH flamaları yüzünden zor durumda kaldı. Gerek twitter ortamında gerek cemaatin medyasında kısa süreli de olsa bu bilgiler paylaşıldı. Cemaat daha fazla bu meseleyi kaşımamak ve İHH ya gönül verenleri rencide etmemek için bu görüntüleri kaldırdı. Tabii havuz medyası ve İHH başkanı Bülent Yıldırım can havliyle hepsini inkar etmeye başladı.
İHH nın Gazze macerası yine bu zihniyetin ürünüdür. Gemideki demir çubuklar ve bilinç altındaki yahudi kini ilk kıvılcımda patlak verdi. Halbuki İHH / Mossad / MİT / TC başbakanlık müsteşarlığı bu gemi yola çıkmadan önce 7 defa biraraya geldi. Yahudi askerlerinin gemiye nasıl çıkacağı, hangi limana çekileceğine kadar tüm ayrıntılar belirlendi. Nihayetinde İHH Çeçenlerde olduğu gibi bu olayda da Gazze’nin sesini tüm dünyaya duyurmayı hedefliyordu. Zira arasıra kesinti olsabile İsrail denetiminde Gazze’ye zaten yardımlar gidiyordu.
Türkiye’deki Mavi Marmara davasında hakim İsrail askerlerini suçlu bularak, komutanlarının tutuklanması için dış işleri bakanlığına yazı gönderdi. Dış işleri bakanlığı kırmızı bültenle aranmaları için İnterpol’e bu yazıyı göndermedi. Ardından bu davayı namus meselesi haline getiren İHH yönetimi Tayyip Erdoğan’a derin bir saygıda bulunan konuşmasında Türk dış işlerini cılız bir tepkiyle eleştirdi. Trajıkomik olan ise bu konuşmayı İHH da bir hanımefendiye yaptırdılar.
Mayıs 2016 da ise Türkiye NATO üyeliği konusunda İsrail’e destek verdi. 6 ay önce İsrail devletini “dost ve müttefik” ilan eden AKP yönetimi, 3 ay önce AK sarayda siyonist lobilerle herkesin gözü önünde toplantı yaptı. 1 ay önce ise ABD’de ciddi paralar verilerek siyonist düsünce kuruluşlarıyla tekrar biraraya geldiler.
İsrail NATO üyeliğine destek aldığı hafta Gazze’yi bombalayarak tüm müslüman ülkelere mesaj vermeyi ihmal etmedi. Türkiye’nin kendisine nasıl boyun eğdiğini bombardıman eşliğinde gösterdi. Tabii İHH yönetimi NATO üyeliğinde yine Erdoğan ve AKP yönetimine secde ederek, ucuz tepkisini gösterdi.
Sizce İHH defaatle bu 7 görüşmenin içeriği sorulduğu halde kamuoyuna neden açıklamadı?
Bugün İHH ya yardım toplayan kişilerin masalarında mavi marmara maketi bulunuyor. Halkın iyi niyetini senelerce sömüren bu zihniyet gerçekleri açıklayabilir mi? Suriye’ye yardım yerine silah taşıdıklarını itiraf edebilir mi? Her an teröre destekten ötürü yurt içi ve yurt dışında tutuklanma riski olan İHH mensupları Erdoğan’ı eleştirebilir mi?
Bugün İHH birçok etkinliğe İBB / TÜRGEV / TÜGAV ile birlikte katılmaktadır. 2014’te 60 tane tırı İstanbul Topkapı’dan Suriye mültecilerine gövde gösterisi eşliğinde yaptı. Tabii İHH’nın bu kadar tırı kısa sürede toplaması imkansız olduğu için AKP perde arkasından bunu organize etti. Yurtdışından getirilen yetimler ve Türkiye’deki yabancı öğrencilerle yapılan türkçe festivaller hep AKP desteğiyle yapıldı. Bu kadar siyasal iktidarın arka bahçesi olmuş bir yardım kuruluşunun Erdoğan ve AKP hakkında konuşmak hakkı olabilir mi?
NOT = Gazze’nin doğru okunuşu Araplarda “GAZA” şeklindedir.

13241347_909824815810981_1916345950173396791_n 13239913_909824739144322_637410938690231117_n 13233045_909824825810980_7711376240835017900_n 13245378_909824859144310_5749971407630442358_n

Yorum bırakın