EVLERE ŞENLİK OĞLUNDAN İNCİLER

Emine Şenlikoğlu / Yavuz Bahadıroğlu / Mustafa Armağan / İskender Pala / Ahmet Taşgetiren gibi şahısların müşteri kitlesini muhafazakar kesim oluşturur. Fakat siyasal İslâmcı denilen din tüccarlarının yolsuzluk / rüşvet / adam kayırma / liyakatsiz insanların devlette kadrolaşması / ihaleye fesad karıştırma vb hususlarına her daim susmayı tercih ederler! Neden mi? Zira geçim kaynağı olan kitaplar / seminerler / tv programları anında kesintiye uğrayabilir.
Emine Şenlikoğlu sözde İslamcı yazar ama İstiklal Marşına gavur icadı demiş! Halbuki İstiklâl marşında Allah / Rasûl / Şehidlik gibi birçok mukaddesat motifler halinde işlenmiş! Kendisi İstiklâl marşının müzik bestesini İslâmi değil, gavur tarzı olduğunu iddia etmiş! Müziğin dini veya dinsiz ritminide duyduk (!) Ardından İstiklâl marşı okunurken, ayağa kalkmanın şirk olduğunu iddia eden twitler atmış! Acaba evine ziyarete gelen, büyüklerine ayağa kalkmak ve onlara saygı duymak tazim mi? Yoksa şirk mi? Bulunduğu konferans salonuna başbakan / cumhurbaşkanı girdiğinde ayağa kalkmak saygı mı? Yoksa şirk mi? Bunu göremeyecek kadar cahil bir insanın kitaplarını / seminerlerini / makalelerini / tv programlarını milyonlarca muhafazakar okuyor.
Kendisi sanırım Magnum tipi dondurma reklamlarındaki tahrik edici kompozisyona işaret ederek, muhafazakarlıktaki iffet ve mahremiyetten dem vurmuş!
Pekiyi ensar vakfındaki tecavüz vakıasına dair tek bir tepkisini duydunuz mu?
Yada mitinglerde Deniz Baykal’ın sex skandalı için kullanılan “genel genel” tabirine reaksiyon gösterdiğine şahid oldunuz mu?
Yada başörülü kızlara yapılan aşağılık muameleye senelerce tepki gösteren muhafazakar kesimlerin Zaman gazetesinin önünde tazyikli su ve biber gazına maruz bırakılan tesettürlü hanımlara tepki verdiğini gördünümüz mü?
Şu an AK-İT gazetesinde yazar olan Merve Kavakçı başı örtülü olduğu için meclisten şerefsizler tarafından kovuldu. Pekiyi 28 Şubat 1997 deki bu hadiseyi 18 senedir pazarlayan kendisi neden Manisa’daki yardım derneğinde çalışan başı örtülü kadınlara kelepçe takıldığında sustu. Zaman gazetesi önündeki rezilliği neden görmezden geldi?
Demek ki bunların derdi hiçbir zaman ne insan hakları, ne evrensel değerler, ne dini veciberler değilmiş! Meğer Bülend Ecevit bunların ne mal olduğunu kerametvari herkese göstermiş!
NOT = Yobazların kafir olarak lanse ettiği Bülend Ecevit 2002’de mahkeme kararıyla kazandığı ailesine ait Medine’deki 2 milyar dolarlık arsayı Türk hacıların istifadesi için diyanete hediye etti!
Sizce dini sömürenler mi? Yoksa dine malını hediye edenler mi? HAKİKİ MÜSLÜMAN!

13006505_887909181335878_4898095373973947076_n

Yorum bırakın