MÜSLÜMAN YIL BAŞINI KUTLAYABİLİR Mİ?

10893537_629423997184399_29914942_nHristiyanların Noel bayramı 26 Aralıkta kutlanıyor. 31 Aralık ise Global kültürün 14 Şubat sevgililer günü / 8 Mart kadınlar günü / Anneler günü / Babalar günü / Doğum günü adıyla kendi anlayışını empoze ettikleri bir gündür. Tabii hristiyanlık alemi dünyada popüler hale gelen bu günlerden nemalanmak için kendine benzetmeye çalışmaktadır. Noel baba kıyafeti aslında rahip elbisesinin sempatik halidir. Tabii tüm din ve ideolojilerde kutsal kabul edilen ağaç ve üzerindeki nimetlerde dikkat edilmesi gereken husustur. Şamanlar ağaçlara kurdele bağlar. Hz.Adem (as) ile Hz.Havva (ra) yasak ağacın meyvesinden yediler. Allah (cc) Hz.Musa (as) ile Tuva vadisinde bir ağacın perde arkasında konuştu. Hz.Meryem (ra) oğlunu bir ağacın eteğinde doğurdu. Müslümanlar Hudeybiye’de rıdvan ağacının altında biat ettiler. Hz.Muhammed (sav) mi’raca yükseldiğinde mekanı kaplayan Sidre ağacına vardı. Budizm ve Hinduizm’de de ritüellerde ağacın kıymeti vardır. Ne var ki; Japonya / Kore / Çin gibi ülkelerde yılbaşı ritüelleri bulunmuyor. Hristiyan ülkelerde ise noel baba ve çam ağacı film ve reklamlarda ısrarla sunuluyor. Bu açıdan hassas müminler şüphe arzeden yılbaşı kutlamalarından uzak durmalıdır. Global modaya uyan müslümanlar ise durumlarını gözden geçirmelidir. Neden mi? Tüm dünyadan insan manzaralarını topladığımızda önümüze şu çıkmaktadır. Herkesin günlük kıyafeti aynı, fastfood ve yemek menüleri aynı, seyrettikleri filmler aynı, dinledikleri müzikler aynı, izledikleri yarışma ve evlilik programları aynı, okudukları klasik kitaplar aynı, yaptıkları sporlar aynı, tatil programları aynı, oturdukları şehir formatı (gökdelen – avm) aynı, evlerindeki mobilya / mutfak / banyo dekorasyonu aynı ise sizce herkes birbirine benzemiyor mu? Hz.Muhammed (sav); İslam medeniyetini inşa ederken, her yönüyle bulunduğu toplumdan ayrışmaya özen göstermiş, evrensel değerlerden ise istifade etmiştir. Nasıl mı? Mekkeli müşriklerin saç ve sakal kıyafetlerinden farklı bir tarz geliştirdi. Daha sonra Medinelilerin stillerine göre biraz daha değişiklik yaptı. Sonradan müslüman olan bazı kabilelerin temizlik / misafir ağırlama / akraba ziyaretindeki meziyetlerini ise aldı. Muharremin 10. günü Aşure orucu tutan Yahudilere muhalefet ederek, ayın 9/10/11 günlerinden iki veya üç gün oruç tutmuştur. Yine güneşin doğuşu, tepede olması ve batışı esnasında secde eden Mecusilere muhalefet için bu 3 vakitte namaz kılmayı yasaklamıştır. Şehir planlamacılığında bir ahenk ortaya koyduğu gibi sınırlarını ormana çevirmiştir. Görüldüğü İslam kültürünü A dan Z ye tanzim ederek yeni bir ekol ortaya koymuştur. Yine kendinden önceki dinlerle beraber saygı duydukları hususları ayrıştırmış, farklı milletlere ait evrensel meziyetleride kendine uygun ve daha güzel hale getirmiştir. Müslümanlarda 14 Şubat sevgililer için KÖR DÜĞÜM GÜNLERİ ilan edebilir. Hz.Aişe (ra) bir gün Hz.Muhammed’e (sav) kendisini ne kadar sevdiğini sorar! O’da (sav) kör düğüm gibi sevdiğini söyler! Yine Allah ve rasûlünden sonra anne ve babaya itaatı vacip kılan dinimizden ötürü anneler ve babalar için özel kutlamaların bizcesi yapılabilir. Aynı şekilde Hz.İsa’nın (as) doğum gününden esinlenerek, Hz.Muhammed (sav) için kutlu doğum haftası ilan edildi! Yılbaşının bizcesi icad edilebilir! Maalesef İslam aleminde Türkiye hariç, Hz.Muhammed’in doğum günü (mevlid), Regaib / Berat / Mi’raç geceleri dahi kutlanmamaktadır. Bizler değişen dünyanın cazibesine karşı elimizdeki değerlere sahip çıkıp, üzerlerine yeni yeni güzellikler ilave etmezsek, global emperyalizm bu boşluğu dolduracaktır. Hz.Muhammed (sav); “bir kavme benzeyen, (zamanla) onlardan olur!” buyurarak kalplerin ısınmasına dikkat çekmiştir. SORU = Acaba bizler global rüzgara kendimizi kaptırarak, çoktan onlara benzemiş olabilir miyiz? Kendi ruh dünyamızı tekrar ikâme etmek için Hz.Muhammed’in (sav) hayatını okumaya, bugünden başlamaya ne dersiniz?

Yorum bırakın